Derme Çatma Nasıl Yazılır TDK? Bir Dilin Uçurumları
Hadi gelin, biraz dilin derinliklerine inelim. “Derme çatma”… Bu kelime birçoğumuzun sıkça kullandığı, aslında doğru yazıldığında bile dilimizde eğilip bükülen bir ifade. Peki ya Derme çatma nasıl yazılır TDK’ya göre? Cevaplar karışık. Birbirinden farklı yorumlar, dilin güncel evrimi ve bizim dil alışkanlıklarımız… Hadi bir bakalım, derme çatma meselesi ne kadar gerçekten derli toplu, ya da ne kadar karmaşık.
Derme Çatma: TDK’ye Göre Nedir?
Türk Dil Kurumu’na (TDK) göre “derme çatma”, bir şeyin düzensiz, sağlıksız ve genellikle geçici bir biçimde yapılmış olduğunu ifade eder. Herhangi bir yapı ya da çözüm için kullanıldığında, öylesine, aceleyle ve plansızca yapılmış, belki de en basit tanımla “geçici” olan bir şeydir. Ama yazımını ne kadar doğru biliyoruz? Bu kadar kullanılan bir kelime, doğru yazımıyla da tıpkı kelimenin anlamı gibi karışık olabilir mi?
İşte TDK’de derme çatma şeklinde bir yazım önerisi var. Ama elbette, dildeki evrimi ve halk arasında kullanılan biçimleri bir kenara koyarsak, doğru yazım bir tek şekilde gösteriliyor. Burada yazımın bu kadar keskin bir şekilde tartışılmasını komik buluyorum; çünkü derme çatma, aslında kendi içinde doğasında taşımadığı bir şekilde düzenli olmak zorunda mı?
Derme Çatma: TDK’nin Zayıf Yanları
Bundan sonrası biraz daha eğlenceli olabilir. Gerçekten dilin düzgün kullanılmasını savunuyor muyuz yoksa “derme çatma” bir kavramı, tam da anlattığı gibi, içi dolu olmayan bir şekilde kullanmaya mı çalışıyoruz?
İlk olarak, TDK’nin önerdiği yazım şekli derme çatma ama nedense sosyal medyada, günlük konuşmalarda ve yazılı dilde, bu kavramın sürekli olarak “derme çatma”dan biraz daha farklı biçimlerde kullanıldığını görüyoruz. Hangi dildeki birey, anlık hızla kullanılan bir kelimenin doğru yazımını takip etmek için zaman harcar ki? Yani bir tweet’te, yazışmada, ya da sıkça karşılaştığınız bir diyalogda birisinin derme çatmayı yanlış yazması, ne kadar “doğru” olduğunu sorgulatabilir. Ancak burada sorun sadece yazımda değil, kelimenin, zamanla evrilmesiyle ilgili. “Derme çatma” artık dilin halk arasında kullanılabilirliğini yitiren, yani fazla kısıtlanmış bir biçimde sunulmuş bir kavram gibi. Peki, dilin bu şekilde sürekli evrilmesi mi gerekiyor, yoksa halkın dilindeki karmaşık formlar mı daha anlamlı?
Bir başka eleştirilecek nokta ise, TDK’nin yazım kuralları ve dildeki esneklik arasında yarattığı uçurum. Bir kavramın halk arasında nasıl popüler olduğunu göz önünde bulundurmak, sadece dilin kuralcı yönünü değil, aynı zamanda günlük yaşamda ona yüklenen anlamı da gözler önüne serer. Yani, bu kuralları savunurken insanlara dildeki gelişimin ne kadar doğal bir şey olduğunu hatırlatmamız gerekmez mi?
Derme Çatma: Halkın Kullanımı ve Sıkıntılar
Gelelim biraz daha halkın diline. Gerçekten dilin gelişimi, sadece “doğru” ve “yanlış”ı ayıran kurallar zincirinden mi ibaret olmalı? İstanbul’da metroda, kafelerde, iş yerlerinde sürekli karşılaştığımız bir dilde “derme çatma”yı sıkça görüyorum. Hatta bazen insanlar, o kadar hızlı kullanıyor ki, neredeyse iki kelimeyi birleştirip birleştirip yazıyorlar: Dermeçatma. Evet, doğru duydunuz, bunu gerçekten kullanıyorlar. Ve bazen, “acaba doğru mu yazıyorum” diye düşünen kişi sayısı da o kadar az ki, hepimiz dildeki bu evrimi yavaşça kabulleniyoruz.
Ama TDK’nin önerdiği şekilde “derme çatma”yı yazmak yerine, gerçekten o hızla birine anlatmaya çalışmak için başka bir yol var mı? Sosyal medya çağında, dilin çok daha hızlı ve çok daha spontane geliştiğini düşünüyorum. Bu da tam olarak “derme çatma”nın özü değil mi? Hızla değişen dilde, TDK’nin önerdiği şekilde yazım kuralları ne kadar “gerçekçi”? İnsanlar, kavramları anlamlı bir şekilde yerine koyuyor ve bir kelimenin yanlış yazılması, iletişimi engelleyen bir faktör olmuyor.
Derme Çatma: Gerçekten Bir Sorun Mu?
Şimdi geliyoruz meseleye. Dil, evrimleşen bir şey değil mi? Şu anda, yazım hataları ve kelimelerin yanlış yazılması yüzünden insanlar arasında oluşturduğumuz kısıtlamalar, gereksiz bir zorbalık değil mi? Gerçekten önemli olan, yazım hataları ya da kurallara ne kadar sadık kalındığı mı, yoksa dilin kendi içindeki anlamını doğru bir şekilde ifade etmek mi? TDK’nin her doğru yazımında, bir gün insanların kullanacağı başka bir dil ya da kelime formu ortaya çıkacak. Peki, biz o noktada bu yeni dilin doğru kabul edilip edilmeyeceğini sorgulayacak mıyız?
Aynı şekilde, İstanbul’daki bir kafede sürekli birbirini anlayan insanları gözlemleyip, “derme çatma”nın yanlış yazımı ne kadar önemli olabilir ki? Dilin anlamını, kelimenin ruhunu sorgulamak çok daha kritik. “Derme çatma”yı “dermeçatma” olarak yazarak, insanları tanımladığımız o karışık ilişkileri ve kültürel evrimi bir anlamda yansıtmış olmuyor muyuz?
Sonuç: Derme Çatma’yı Kucaklayabiliriz
Sonuç olarak, TDK’nin kurallarını kesinlikle göz ardı edemeyiz. Ancak dilin halk arasındaki kullanımını da göz önünde bulundurmalıyız. “Derme çatma” nasıl yazılır meselesi, belki de toplumsal dilin ne kadar özgürleşebileceği ile ilgili daha büyük bir sorunun parçasıdır. Hızla değişen bu dünyada, belki de dildeki bu spontane evrime daha fazla alan açmalıyız. Çünkü sonunda, önemli olan anlamdır ve anlam da sürekli olarak evrilir.